Bankacılık sektörünün geleceği UEZ 2023’te tartışıldı
NGN sponsorluğunda “100. Yıldönümü”. “Yılın Yeni Bankacılık ve Finans Vizyonu” oturumunda, Türkiye finans şubesinin 100 yılda kat ettiği yol, dünyada ve Türkiye’de finansın büyüme yönü, dijitalleşme gibi yeni teknolojik gelişmelerin nasıl olacağı ortaya konulduktan sonra sektörün geleceğini şekillendirecek yeni hedeflerin neler olması gerektiği konuşuldu.
Moderatörlüğünü NGN Yürütme Konseyi Lideri ve CEO’su İnanç Erol, Citibank Türkiye Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Emre Karter, TC Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Lideri Prof. TSKB Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Murat Bilgiç katıldı.
İnanç Erol: “Türk bankacılık sektörü artık teknoloji ihraç ediyor”
NGN Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su İnanç Erol, “Biz kurumların teknolojik iş ortaklığıyız ve Türkiye’de yüzlerce farklı sektörden müşterimiz var. Finans ve bankacılık sektörü dijitalleşmede öncü ve örnek bir sektör. Bankalarımızın teknoloji firmaları var ve serbest ihracat yapıyorlar. Özellikle bölgesel bir oyuncu olduğumuz için dünyaya da hizmet ve satış yaptıklarını görüyoruz. Yatırım ve kalkınma bankaları yüksek fayda sağlamaktadır.
Emre Karter: “Almanya, Hindistan ve hatta Türkiye ile rekabet edecek ülke yok”
Citibank Türkiye Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Emre Karter, “Tedarik zincirlerinin kırılganlığı ve güvenliği aslında pandemi öncesi ticaret savaşlarıyla başlayan bir süreç ve bu süreç halen devam ediyor. Sadece sürümler farklıdır. Pandemi en çok tedarik zincirlerini vurdu. Rusya-Ukrayna savaşının akıbeti, tahıl artefaktlarının değere etkisi, son 5-10 yılda dünyada dalgalanan navlun fiyatları, artık hemen hemen her eserde bulunan dünya çip arzının giderek artması gerçeği. tek bir tarafa odaklanmış ve bağımlı ve pandemi sonrası dünyanın pek çok üreticisindeki kapanışlar dikkate alınmıyor. Açıkçası, dünya artık eski düzende değil ve kartlar yeniden dağıtılacak. 1930’lardan bu yana ilk kez ticaret geçen yılın sonu ve bu yılın başına doğru yükseliş trendinin altına düştü. Tedarik zincirlerinin yakın pazarlara taşınması da sebeplerden biriydi. Eser üretip dünyanın öbür ucuna gönderme durumu artık çok verimli değil çünkü üretimin yerelleştirilip yakın pazarlara taşındığı hayatımızın bir gerçeği. Doğu-batı ekseninde Çin gibi ülkelerin oluşturduğu deniz yoluna bağımlılık söz konusu. Ama bu değişecektir. Demir ve karayolu kıymetli hale geldi ve Türkiye kapasitesini artırarak öne çıkabilir. Türkiye, Almanya ve Hindistan’ın ortasında üretim yetkinliği açısından değerlendirildiğinde, 20-30 yılda büyük sanayi, insan gücü ve esneklik, sağlık ve lojistik gibi alanlarda ürettiği kapasite ile bunu yapabilecek başka bir ülke yok. Türkiye ile rekabet Bundan paçayı sıyırabileceğimiz bir döneme doğru gidiyoruz” dedi.
prof. Dr. Göksel Aşan: “Olası krizlerde nasıl tepki verileceği ve sonuçları tartışılmalı”
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Maliye Dairesi Başkanı Prof. . Bu bakış açısı teknoloji bazında değerlendirildiğinde, neyin nereye gittiği konusunda daha standart ve makul olduğu bir alan olarak görünmektedir. Sürdürülebilirlik açısından dünya, çevre kirliliğiyle mücadelenin sadece klasik çabalarla mümkün olmayacağını, kirletenlerin de bilinçli olması gerektiğini nihayet anladı. Teknolojinin gelişmesi emek dediğimiz şeyin azalması ile anılabilir. Yeni gelişmelerle daha az emek kullanarak daha çok iş yapmanın yolu açıldı. Ancak üretimde bir düşüş söz konusu değil. Azalan işçilik, iş alanlarında boşluk yaratmaz. Bu emek yeni alanlara yönlendirilir ve yeni alanların ortaya çıkmasına olanak sağlar. Bankacılık dahil tüm departmanlarda çok daha az insan kaynağı ve el emeğinin kullanıldığı ancak yeni departmanlarda bu emeğin diğer alanlarda kullanıldığı bir yolda ilerliyoruz.”
Gürhan Çam: “Bankacılık sektörümüz 3 yıl sonra dünya lideri olacak”
Neohub Genel Müdürü Deniz Ventures ve Deniz Portföy Yönetim Kurulu Üyesi Gürhan Çam, “Bankacılık sektörü güvenilirlik, yenilikçilik ve teknoloji ihracatı açısından tüm Türkiye’nin gurur duyması gereken bir sektör. Ülke olarak çok farklı bir yerdeyiz. Yaptığımız işler tüm dünyaya örnek oluyor. Yine tüm dünyaya örnek alacağımız ‘açık bankacılık’ hukuken gerisinde kalsa da ilham verecek düzeyde. Yenilik ve teknoloji kanımızda var ve Türk bankacılık şubesi olarak ilham vermeye devam edeceğimizi düşünüyorum. Ne yaparsak yapalım üç yıl sonra dünya başkanı olacağız ve Türk bankacılık departmanına ihracın tanımını biz yapacağız. Bugünün Avrupa’sı, 5 yıl önce yaptığımız şeyle ilgili yeni yasalar çıkarıyor. Ancak Türkiye olarak tanımladığımız ve şekillendirdiğimiz bankacılık şubesinin hukuki kısmının geliştirilmesi gerekiyor” dedi.
Murat Bilgiç: “Kalkınma bankaları birbiri ardına krizleri iyi yönetti”
TSKB Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Murat Bilgiç, “Kalkınma bankaları, mevzuatın çok iyi kullanıldığı, ekiplerin yeterince çalıştığı bir şube. Yaptıklarına baktığımızda, ardı ardına gelen krizleri doğru yönettikleri görülmektedir. Kalkınma bankaları özellikle son 30 yıllık süreçte sürdürülebilirlik ve kapsayıcılık temalı kaliteli fonları ülkeye kazandırmış ve bu hedefler doğrultusunda kullandırmıştır. Ticari bankalardan en değerli farkı budur. Getirdikleri kaynakların amacına uygun kullanımının hesabını vermek zorundadırlar. 16’sı yatırım ve kalkınma bankası olmak üzere toplam 52 banka bulunmaktadır. Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülke için pay çok küçük değil çünkü dönüştürülebilirlik özelliği ve kullanılan kaynaklar çok daha yüksek. Ayrıca kalkınma bankalarımızın tamamı çok önemli olan sürdürülebilirlik ekseninde hareket etmektedir. Kaynaklar, temalara ve kullanım amaçlarına uygunluğu teyit edilerek kullanılır. Şube bankacılığı bulunmamaktadır. Ancak ticari bankalarımız aracılığıyla aktarılır ve bu kaynaklar daha küçük işletmelerin kullanımına sunulur. TSKB olarak temalara uygunluğunu kontrol ediyoruz. Bu bağlamda, dönüştürücü işlev paha biçilmezdir. Bu sayede tüm şube dönüşüyor.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı